25 Temmuz 2013 Perşembe

Petrium Petshop ve Köpek Satışı

Bu yazı metni, Petrium Petshop ile yapılmış bir alışverişin geri bildirim ve eleştirisidir. Herhangi bir kötüleme, hakaret veya küfür bulunmamaktadır. Sadece yaşanılan olay anlatılmıştır siz yaşamayın diye.


Kijiji isimli internet sitesinden köpek ilanlarına bakarken kız arkadaşımla birlikte bu firmanın ilanını gördük. İlk kız arkadaşım aradı; Labrador Retriever cinsi şampanya rengi bir köpek için 900 TL fiyat verildi. Fiyat bütçemizi aştığından kapattık.

Ertesi gün ilanları yine dolaşırken, çok fazla arama yaptığımızdan karıştırmış olsak gerek tekrar aynı yeri aradık ve aynı köpeği 450 TL fiyatına satın aldık. İnternetten sebebini bilmediğimiz bir şekilde bir bayanın hesabına gönderdik parayı.

Köpek ertesi gün NİL**ER adlı taşıma firmasıyla bulunduğumuz bölgeye yani Edirne'ye geldi. Yasal bir yöntem değil, şöförün cebine para sıkıştırılarak gönderilmiş. Plakasını bize verdi Edirne'ye geleceği saati söyledi, gittik aldık.

Köpek geldiğinde normalde sevmemiz gerekir fakat öyle bir koku yayıyordu ki 2 metre yakınına bile yaklaşılamıyordu. Eve geldiği gibi nemli bezlerle temizledik.

Köpeğin bulunduğu kafeste kusmuk gördük ve hemen petshop yetkilisini HARUN SARIK*Y*'yı aradık.



Dışkısı bir garipti, kanlı ishaldi ve bu durumu da bildirdik. Veterinere götürdük geldiği gibi ve gerekli tetkikleri yaptık. Veterinerimiz pek net bir sonuca varamadı, sadece dışarı çıkarmayın dedi ve çıkarmadık.

Bu sırada HARUN SARIK*Y* bize ne bir aşı karnesi, ne bir satış sözleşmesi, ne bir can garantisi göndermedi. Bu belgeler tarım bakanlığınca satışta verilmesi en az fatura kadar zorunlu belgelerdir.

Herneyse, "isterseniz gelip köpeği alayım" dedi. Fakat biz ona çoktan bağlanmıştık, biz burada ne gerekiyorsa yaparız dedik ve veterinerimiz de yola dayanamayacağını söyledi.

Bununla birlikte sıkı gözetime başladık ve uyurken hareket ettiğini gördük. Distemper yani başka bir değişle köpek ırkının en büyük düşman hastalığı GENÇLİK HASTALIĞI olabiliceğini düşündük. Hemen bağışıklık yükseltici aşılar ile bir direnç süreci başladı. Videosu aşşağıda bulunuyor.



İstanbul'dan kan testi sonuçları geldi ve distemper olmadığı çok geçmeden ortaya çıktı. Bir oh! çekmedik değil. Bu süreç içerisinde 1050 TL faturalı veteriner masrafımız bulunuyor tam 7 gün içerisinde, hiç bir köpek eşyası veya aşı bunlara dahil olmamak üzere. 


Harun'a durumu izah ettik ve kendisi bize para göndereceğini söyledi. Dükkanı taşıdığını ve bu nedenle durumu sıkışık olduğunu söyledi. Biz de tamam dedik, bekleyebiliriz.

Bu süreçte Rys bizimle geçirdiği 10 günün 7 sini veteriner de geçirdi.



Ardından dışkılar daha da kötüleşti ve veteriner kan paraziti olduğunu söyledi. Ama nedense harun bize iç ve dış parazit aşıları yapıldığını söylemişti (?!).

Dışkı örnekleri aşşağıda bulunuyor;



Tedavi durdurulmaktan vazgeçildi ve bağışıklık kuvvetlendirici iğnelere devam edildi. 5 veya 6. günün sonunda artık hiç birşey yememeye sadece ara ara su içmeye başladı.

Şırıngayla ağzına ezilmiş ve ıslak mama vermeye çalışıyorduk zorla. Bir süre sonra onu da kabul etmemeye başladı. Yerinden kalkamaz oldu canım köpeğim..



Ardından ağız salyası akmaya başladı ve hırıltılar başladı. Akciğerin su toplama ihtimaline karşı kız arkadaşımla birlikte 6 saatlik nöbetler halinde köpeğin başında durmaya ve salyasını silmeye başladık.



Bu süreçte kanlı ishal ve kusmalar hala devam ediyordu..

Harun SARIK*Y* yı sürekli durumdan haberdar ediyorduk ve veterinere olan ciddi borcumuzdan bahsediyorduk, kendisi her defasında 1 hafta sonraya gün veriyordu..


Bir süre sonra yürümeyi de tamamen bıraktı, boş ve dümdüz bakmaya başladı. Biz hala moralimizi bozmadan yaşayacağına inandık.


Son gecesiydi, veteriner'in söylemesiyle artık kendimizi alıştırmaya başladık ve elimde benim elimde ciyaklıya ciyaklıya kan kaybından ve muhtemelen kalpten dolayı öldü. O anı herhalde hiç bir zaman unutamayacağım.

Ölüm halini de belgeledik fakat çocukların görme ve okumasına karşın eklemek istemiyorum.


Ve onu yolculadık.

O gün Harun ile hiç görüşmedim konuşmadım, sadece mesaj attım öldü diye. Geri bile aramadı. Teyzem kendisiyle görüştü parayı 1 hafta sonra göndereceğini söyledi.

Biz ise toplamda 1500 TL borç ile hiç beklemediğimiz bir rakam ödemek zorunda kaldık bunun yanında bu oğlumuzun kaybı zaten bize yetiyordu.

Haftalar geçti ödemedi. İstanbula geldiğimizde buluşmak istedik parayı da yanında getirecekti fakat getirmedi.

Laf arasında "amcam savcı" dediğini çok net hatırlıyorum. Aklı sıra gözümüzü korkuttu, içten içe bunların yaşları genç bunlar bana bi halt yapamaz dediğini sanki duyar gibiyim içten içe...

Sonrasında Adapazarı'nda bir hayvan çiftliği olduğunu lafın arasında söyledi. (Düzeltme: Bu olayda bir yanlış anlaşılma olduğunu öğrendiğimizden açıklama yapma gereği duyduk.Ölen köpeğimiz Rys adapazarındaki çiftlikte doğmamış, büyütülmemiştir herhangi bir alakası yoktur, çiftliğin sorumluluğunda değildir.)

Biz de şans eseri gölcüğe gidecektik. Yarın o halde beraber gidelim dedi. Sizi oraya götüreyim dedi biz de kabul ettik ve Cuma da parayı yatıracağını da söyledi.

Ertesi gün Gölcük'te kendisini 7 saat bekledik ve 7 saatin sonunda aradıktan sonra "ben gelemiyorum ya" diye bir yanıt aldık. Kim olsa herhalde bizim yerimizde bizim dediğimiz lafları derdi diye tahmin ediyorum. Suratına kapattık telefonu.

Ertesi gün bu konuşma geçti;


"mahkemede görüşürüz" cesaretini herşeyin üstüne söyleyebiliyor ve bundan hiç çekinmiyor. Biz yandık, siz yanmayın!!!

PETRI*M PETSHOP VE HARUN SARIKAY* hakkında hiç bir ekleme çıkarma olmadan geçen olay budur. 

Dava açtık, vergiye ve tarım bakanlığına şikayet ettik. Bu yazıyı mutlaka okuyun. VE LÜTFEN DİKKAT EDİN, BİZ BU OLAYI HİÇ BİR ZAMAN UNUTMAYACAĞIZ VE PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIZ.


Rys için,
Lütfen bu yazıyı okuyun, okutun ve paylaşın.